VARAGAVANK MANASTIRI

Tarihçe

Yedi Kilise olarak da bilinen Varagavank Ermeni manastırı, Vaspurakan'ın en zengin ve en iyi bilinen manastırı ve de Van başpiskoposunun mevkii imiş. Manastır, günümüzde Erek Dağı olarak bilinen Varag Dağı'nın güney yamacına yakın bir konumda, Van şehrinin 10 kilometre kuzeydoğusundaymış.

Vaspurakan Kralı Senekerim-Hovhannes'in bu manastırı, hükümdarlık dönemi(1003-1022)nin başlarında yaptırdığı rivayet edilir, ancak burada bu tarihten önce de başka dini yapılar varmış.

Varag Kutsal Haçı

3üncü yüzyılın sonlarında azizeler Gayane ve Hripsime'nin, Ermenistan üzerinden geçerken İsa'nın Çarmıhı'nın bir parçasını Van'a getirmeleri rivayet edilir. Vaspurakan'dan ayrıldıklarında bu kalıntı, mucize eseri bir keşiş tarafından Varag Dağı'nda tekrar bulunduğu ve Varagavank Manastırı olacak zaviyeye götürüldüğü 7nci yüzyıla kadar kayıp bilinmiştir.

Kral Senekerim, krallığındaki en mukaddes kalıntısını barındırması için mevcut kompleksi genişletip manastır yapmıştır. Krallığını Bizans İmparatorluğu'na devrettiğinde Senekerim bu kalıntıyı alıp Sivas'ın hemen dışındaki Surp Nişan Ermeni manastırına teslim etmiştir.

Bir süre sonra, Senekerim'in ölümünün ardından, bu emanet Varagavank'a geri götürülmüştür. 1231'de, artık çok muhterem tutulan bu kalıntı, kuzeydoğu Ermenistan'daki Norvaragvank'a ("Yeni Varag Manastırı") nakledilmiştir. Daha sonraki bir tarihte Van'a geri dönmüştür ve eski surlu şehrin içindeki Surp Nişan Kilisesi'nde muhafaza edilmiştir. 1915 kuşatması ve katliamı sırasında, ebediyen kaybolmuştur.

Sonraki Tarihçesi

Manastır, 17nci ve 18inci yüzyıllarda, Osmanlı ile Fars ımparatorlukları arasındaki savaşların son bulmasıyla gelişmiştir ancak 19uncu yüzyılda hızla gerilemiştir. Doğu Anadolu'nun çoğunun derdi Kürt aşiretlerinin saldırılarına maruz kaldıkları gibi, manastır, Türk yetkililerinin Ermeni kurumlara uyguladığı siyasi zulümden de muzdarip olmuştur. Van Gölü bölgesi, "Türk Ermenistanı"nda Ermeni nüfusunun Türk ve Kürtlerin nüfuslarının toplamından sayıca üstün olduğu tek yer olmaya devam etmiştir. Dolayısıyla, baskının en kuvvetli olduğu bölge de burası olmuştur.

Van'ı ziyaret eden birçok Avrupalı gezgin, Varagavank'ı da ziyaret etmiştir ve buranın tarifini yazmıştır. H. F. B. Lynch'in 1893'te manastırı ziyaret edişini okumak için buraya tıklayınız (İng.). 20nci yüzyılın başlarında, Alman arkeolog Walter Bachman manastırın ayrıntılı bir planını çizmiştir.

Varagavank, 30 Nisan 1915'te Van kuşatması sırasında Türk ordusu tarafından yıkılmıştır. Bakraçlı adında bir Kürt köyü, kiliselerin harabeleri etrafında bürümüştür.


  • Varagavank Manastırı'nın 1915 - öncesi görünüşü


  • Manastırın avlusunda


  • Manastırın ana yapılarının görüntüsü, 1915-öncesi fotoğraf - büyüğü için tıklayınız


  • Varagavank Manastırı'nın mevcut durumu, 1989 fotoğrafı - büyüğü için tıklayınız


  • Günümüze ulaşan binaları gösteren bir başka açı


  • Jamatuna giren kemerli sundurma


  • Jamatuna giriş

  • Jamatunun içinden doğuya bakarken

  • Jamatunun 1915 öncesi girişi
  •  

    Manastırın Kiliseleri

    1. Azize Sofya Kilisesi
    2. Aziz Yahya Kilisesi
    3. Meryem Ana Kilisesi
    4. Aziz Kevork Jamatunu
    5. Kutsal Seal Şapeli
    6. Kutsal Haç Kilisesi
    7. Aziz Sion Kilisesi
    8. Çankuleli sundurma

    Ana kilise olan Meryem Ana kilisesi (3), belki de Senekerim tarafından yaptırılmıştır, ancak durum buysa, daha sonraki dönemlerde epeyce onarım geçirmiştir (özellikle 1648 depreminden sonra).

    Planı, Eçmiyadzin'de türünün ilk örneği 7nci yüzyıl Azize Hripsime kilisesininkine benzediğinden, bazen "Azize Hripsime tipi" diye adlandırılan türdendir. Aynı zamanda "dört apsis-dört niş" planı olarak da bilinir. Özelliği, apsis ile yan hücreler arasındaki neredeyse dairesel dört niştir.

    Duvarlar şaşırtıcı derecede kabaca inşa edilmiştir. Kalın bir kat sıva, moloz çekirdeği örter. Sivri kemerli tonozlar ve duvarların st kısımları tuğladan örülmüştür. Orta sahının üzerinde bir kubbe varmış. Bu da tuğladanmış ve tuğla alın ile berkitilip içeriden silindirik ve dıştan onikigenmiş.

    Ana kiliseye kuzey duvarından bitişik bir küçük yapı varmış, adı da Kutsal Seal Şapeli, (5). Kendinden geriye bir şey kalmamıştır.

    Meryem Ana Kilisesi'nin batısında, Ermenice jamatun olarak bilinen bir büyük hol (4) vardır. Kapısındaki yazıt, buranın 1648'de mimar Tiratur tarafından yapıldığını kaydeder. Muhtemelen o yılki depremde mahvolan eski bir yapının yerine yapılmıştır. 14'e 14 metrelik kare bir yapıdır, güzel işçilikli kesme taştan yapılmıştır ve 9 sahına bölünmüştür. Orta sahının üzerindeki çatının, yüksek, sekizgen bir alnın üzerinde kubbesi varmış. Diğer sekiz sahınınsa bingilerin üstüne oturtulmuş kubbeli tonozlara sahiptir. Jamatundan kiliseye geçiş kapısı özellikle çok süslüdür ve Ermeni, Türk ve Fars motifleri karışımından faydalanmıştır.

    Jamatunun içindeki bağımsız ve yarı sütunların üstünde, diğerleri arasında, Azize Hripsime, Azize Gayane, baş meleklerden Mikail ve Cebrail, başka azizler, ruhbani şahıslar ve jamatunun hamisi Kirakos'un freskleri gösterilir. Bugün kötü durumdaki bu freskler, bir zamanlar pek cafcaflıymış. A. H. Layard, 1850'de buraya uğradıktan sonra, şöyle yazmıştır: "Duvarları, yapımında olduğu gibi tasarımında da ilkel resimlerle kaplıdır. Aziz Kevork, pirinçten tüfekle korkunç bir ejderhayı darma duman ederken ve geleneksel Avrupa kıyafetli azizler mucizeler yaratırken gösterilmiştir." Bu fresklerin, üslup bağlamında, bir İranlı Ermeni tarafından yapıldığı düşünülür.

    Jamatunun kuzey duvarına dayalı bir şapel daha (6), Kutsal Haç Kilisesi vardır. 1817'de ya yapılmıştır ya da onarılmıştır ve bir süre manastırın kütüphanesi vazifesini görmüştür. Jamatunun güney duvarına dayandırılmış, 1849'da inşa edilmiş bir beşik tonozlu oda (7) vardır. Pek de kiliseye benzememesine rağmen, Aziz Sion Kilisesi olarak bilinirmiş.

    Jamatunun batı duvarı önünde kemerli sundurma vardır. Orta sahının zerinde iki katlı çan kulesi varmış. Bu sundurma bir zamanlar manastıra ait yan binaların çevrelediği bir avluya nazırmış.

    Manastırın ana kompleksinin güneyinde iki kilise varmış. En az biri, Senekerim'in manastırı yaptırdığı tarihten eskidir. En güney kilise, Aziz Sofya Kilisesi(1)nin yapımını, Ani Kralı Gagik'in kızı ve Vaspurakan'ın gelecek kralı Senekerim'in eşi Khoşuş üstlenmiştir ve kilise 981 yılında yaptırılmıştır. Planı, kubbeli hol tipindedir. 1648 depreminde çökmüştür ve onarılmamıştır. Bugün sadece apsisi mevcuttur ve saman saklamak için kullanılır. Aziz Yahya Kilisesi (2), Azize Sofya Kilisesi'nin kuzey duvarına dayandırılmıştır. İki kilise de inşa tarzı olarak birbirinin benzeridir ve belki de aynı dönemde yapılmıştır. Aziz Yahya Kilisesi, üç apsisli, köşe kemerlerinin üstüne yerleştirilmiş silindirik alnının üstüne oturtulmuş kubbesiyle üç apsisli kiliseymiş. 1915'te sağlamken, bugün tamamen mahvolmuştur.


  • Ana kilisenin girişinin çerçevesindeki ilkin boyalı olan süs öğeleri


  • Jamatunun kuzey duvarındaki niş


  • Jamatunun içindeki sütunda freskler


  • Meryem Ana Kilisesi'nin içi, 1893 fotoğrafı


  • Üstteki kilisenin bugünkü hali


  • Kaba yapının tuğla kemer ve köşe kemerleri


  • Azize Sofya Kilisesi ile (solunda) Aziz Yahya Kilisesi'nin 1915-öncesi fotoğrafı


  • Bugün sadece apsisi mevcuttur

  • BÖLÜM ENDEKSİ  |  ANASAYFA  |  MESAJ PANOSU  |  EMAIL  |  ENGLISH
    Metin ve fotoğraflar ©2002 VirtualANI.     Son güncelleme: 14 Mart 2002.