TACİRİN SARAYI

Tarihçe

Aynı zamanda "Kale" ve de "Sultan Sarayı" olarak bilinir. Bu, Ani'nin en uç kuzeybatı köşesinde büyük bir yapıdır.

Muhtemelen 12nci yüzyılın sonları veyahut 13üncü yüzyıl tarihlidir ve varlıklı bir tüccarın, bir prensin, veyahut Ani piskoposunun konağı olabilir. Tüccar Tigran Honents'in sarayı olabileceği ileri sürülmüştür çünkü onun mezarı, sarayın karşısındaki vadinin uçurumundaki kayaya oyulmuştur. Başka bir sav ise, bunun şehrin dış savunmasına bağlı bir askeri yapı, belki baraka olduğudur. Günümüze, işlevini veyahut gerçek sahibinin kim olduğunu belirlemeye yarayacak yazıt ulaşmamıştır.

Yapının İncelemesi

Şehir tarafında, yapının kalan kısmı, çift katlıdır. Girişten, dikdörtgen bir odaya, oradan da belki de ilk haliyle üstü kapalı, misafir kabul etme odaları ve özel daireler olabilecek odalarla çevrili bir büyük avluya girersiniz.

Duvarlardaki direk yuvaları, üst katların çoğunun ahşaptan yapılmış olduğunu açığa vurur. Sarayın Alaca Çay vadisine bakan duvarları, aynı zamanda şehir surunun bir kısmını da teşkil edermiş.


Zemin kat, arka tarafta keskince iner ve böylece geniş bir bodrum katına yer açar. Bu, tonozlu taş çatı ile örtülmüştür ve bir oda ve dar, yüksek tavanlı ve çoğunlukla aydınlanmayan koridorlu labirenttir. Bodrum katının tamamı belki de sadece depo vazifesini görüyordu; bu da buranın bir tüccarın evi olabileceği savını destekler.

Bu sayfadaki saray plan ve kesiti, Profesör Beyhan Karamağaralı'nın yayınlanmış mesaha çizimlerinden uyarlanmıştır.

Sarayın Girişi

Doğu cephesinin heybetli, muhteşem bir şekilde süslenmiş girişi, bu yapının en dikkate değer kısmıdır.

İki bölmeye ayrılmıştır ve tamamen sade duvarlar arasına yerleştirilmiştir. Alt bölmesi, bir kemerli girişin yerleştirildiği, pembe taştan kesilmiş sekiz uçlu yıldızların gri taştan yapma haçlarla değişimli olarak zengince işlendiği bir ayna içerir. Yıldızlar da haçlar da, karmaşık süslerle hakkedilmiştir.

Bu kakma işinin çoğu yok olmuştur. 19uncu yüzyılın sonunda yazan H. F. B. Lynch, yanlışlıkla burasının Bagratlılar'ın sarayı olduğunu varsayan milliyetçi Ermenilerin bunları söküp hatıra olarak götürdüklerinden söz eder. Bir kısmı da 1989 depreminde dökülmüştür.

Giriş cephesinin üst kısmı daha sadedir. Geniş dikdörtgen bir açıklık, açık ve koyu renkli eşkenar dörtgenlerden oluşturulmuş bir kakma aynaya yerleştirilmiştir. Belki de şehnişin olan bu yapı, İslam sanatında karşılaşılan sivri tepeli kemer ile çerçevelenmiştir. Bu kemerin altındaki alnının, çok renkli altıgen taştan tertip edilmiş aynası vardır.

1999 "Restorasyonu"

Sarayın güney duvarının çoğu, 19uncu yüzyıla kadar yıkılmıştır ve bu katın mahzenlerini teşhir ediyordu. 1990'ların başında, bunlar, yapının orijinal dokusunu yok eden, aslından ebat, renk ve kalite açısından tamamen farklı taşların kullanıldığı çok kötü yürütülmüş restorasyonla kısmen yeniden inşa edilmiştir.

Yapılan iş ne kadar kötü olursa olsun, 1999 yılında başlatılan kepaze "restorasyon" ile karşılaştırılamazdı. Ani ve başka yerlerdeki Türk usulü "restorasyonlar"ın yolunu şaşmaksızın izleyerek yürütülmüş bu çalışmanın sonucunda, sarayda orijinal taştan çok daha fazla yeni taş işçiliği vardır! Yeni taş, renk bakımından da işçilik bakımından da eskisine benzememektedir, ve mevcut duvarların orijinal halinin böyle olduğunu destekleyecek arkeolojik veri yoktur.

Ertesi yıl devam eden çalışma, girişin yenilenmesidir. Bu, geri kalan yıldız ve haç kakmalarının sökülüp yerlerine kaba, süssüz kopyalarının konmasından ibarettir. Bu yıkım hakkında daha fazla ayrıntı için, "Ani'nin Yağmalanması"na bakınız. Bu çalışmanın tamamı, dünyanın başka herhangi bir yerinde her uygulanan modern arkeolojik koruma esaslarına aykırıdır.



  • Saray girişinin doğudan görünümü


  • Sarayın 19uncu yüzyıl fotoğrafı


  • Kuzeydoğudan bakış - büyüğü için tıklayınız


  • Aynı görünümün yakın zamanki "restorasyon"dan sonraki hali


  • Sarayın batıdan görünümü


  • Bodrum katının mahzenlerini gösteren 19uncu yüzyıl fotoğrafı


  • Kapı - büyüğü için tıklayınız


  • Çok renkli taş kakması - büyüğü için tıklayınız


  • Giriş cephesinin "restorasyon" sırasında hali


  • Restorasyon, neredeyse baştan inşa etmeye varıyor


  • Burada orijinal taş işi bulabilene aşk olsun!

  • Mağara Kilisesi

    Sarayın yakınında, doğrudan kayadan oyulmuş bir yeraltı kilisesi vardır. 

    Maalesef, çoğu 1989 depreminde çökmüştür. İç ayrıntıları, taştan yapma bir kiliseninkini taklit eder.


  • Mağara kilisesinin içinde mimari ayrıntılar
    - büyüğü için tıklayınız

  • ANASAYFA  |  MESAJ PANOSU  |  EMAIL  |  ENGLISH
    Metin ve fotoğraflar ©1999/2000 VirtualANI.     Son güncelleme: 20 Ekim 2000.