Ani, oldukça yoğun nüfuslu bir kentmiş. Büyük kiliseleri haricinde, yerleşim alanından yer üstünde kalan pek bir şey yoktur. Daha küçük binalar, kiliselerle karşılaştırıldığında vasatça inşa edilmiştir ve çöküp Ani'nin büyük bir kısmını kaplayan moloz tarlasına dönüşmüştür. Şehir surlarının içindeki düz alanın tamamı binalarla kaplanmıştır, kenar mahalleler de onların kuzeyine uzanmıştır. Özel hane dışında dükkan, han, ambar, hamam, küçük kilise, bezirhane, el işi, çömlekçilik, demircilik, vb. gibi küçük sanayiin yapıldığı imalathaneler, vs. de varmış. Bazı kiliseler kendi avlularında yer alırmış, ancak dip dibe yapılmış binalar ile, şehrin genel yapısı düzensiz ve plansızmış. Ana yollar, dış surlardaki üç kapıdan başlar ve güney yönünde iç kaleye devam edermiş.AnayolGünümüzde rahatlıkla görülebilen tek yol, Arslanlı Kapı'dan başlayıp, yol üstünde Ebu'l Muamran Camii'nin yıkılmış minaresinin yanından geçip, Manuçehr Camii (Ulu Camii)'ne gider. Birinci Dünya Savaşı öncesi yıllarda Nikoli Marr tarafından yapılan kazılarda, bu yolun, altından su borusu geçen arnavut kaldırımı ile döşeli bir yol olduğunu ortaya çıkarmıştır. 1991 yılından itibaren, bu yol da Türk arkeolog Beyhan Karamağaralı tarafından kazılmıştır. Bu, kazılarının mesaha çalışmalarından biridir.
Karamağaralı, aynı zamanda bu yol üzerindeki pek çok binanın da temellerini çıkarmıştır.
Bu plan, 1994 yılında kazınmış bir yapıyı gösterir. Aslen çok-katlı, büyük taş binaymış. Muhtemelen bir tüccarın veyahut Ani'nin yönetici sınıfı mensubunun malikanesi imiş. Yapının en ilginç unsuru, orijinal çatısıyla duran sağdaki bodrum katıdır. Bu, 26 metreden uzundur ve üstten bir dizi dikdörtgen hava deliği ile aydınlatılır. |
|
Karamağaralı'nın kazıları sonrası durumu |
kazıları sırasındaki durumu; su borusu gösterilmektedir |
Ebu'l Muameran Camii1890'da yıkılan minaresinin bölümleri haricinde, camiden geriye pek bir şey kalmamıştır. Minare, Ani'yi konu edinen ilk gravürlerde yer alan çok yüksek ve sekizgen bir kule imiş. Bütünlüğünü koruyan kısımları, yüksek kalitede taş işçiliğini ve içinde dönen merdiveni arz eder.
Minarenin üzerindeki Farsça yazılmış kitabe, 1198 veyahut 1199 (Ermeni takvimine göre 595) tarihlidir ve "Ebu'l Muameran Camii'nin önünde koyun ve deve satışını" yasaklar. |
|
ANASAYFA | MESAJ PANOSU | EMAIL | ENGLISH | |
Metin ve fotoğraflar ©1999/2000 VirtualANI. Son güncelleme: 4 Nisan 2000. |