MAGAZBERD KALESİ
(ve yakın örenler)

Tarihçe

Magazberd kalesi, Arpaçay'ın döndüğü bir yerde kayalı çıkıntıda, Ani'nin dört kilometre güneybatısında bulunur.

Burada, belki de 6ncı yüzyıl kadar eski bir tarihte bir kale varmış, ancak mevcut yapının ekseriyeti, muhtemelen Ani Krallığı döneminden kalmadır. 12nci yüzyılın sonunda, Gürcüler'in Ani'nin Müslüman hükümdarlarını kovmasıyla, Magazberd ve benzeri kaleler, Ani'nin etrafında koruyucu çember oluşturmuştur. Ani'nin kuzeyindeyse, Tiknis kalesi yakın tarihe kadar varlığını sürdürebilmiştir. Ve Tiknis'e yakın, daha sonradan takviyelendirilmiş kuleye çevrilen 9uncu yüzyıl kilisesi Şirakavan, 1950'lere kadar ulaşmıştır.

Magazberd, 1579'da Osmanlılar tarafından zaptedilir. Osmanlılar, anca 17nci yüzyılın ortalarına kadar burada garnizon bulundurabilmiştir, çünkü 1637 Osmanlı-Fars Antlaşması, onun ve benzeri sınır korumalarının feshedilmesini öngörmüştür. Magazberd'de sivil yerleşim, 19uncu yüzyılın ortalarına kadar devam etmiş olabilir.

Tarif

Kale, üç yandan dik uçurumlarla korunmuştur ve alçak çifte surlar, zayıf olan kuzey tarafını savunmaya yarayan ana istihkamı teşkil eder. İç sur, Ani'ninkine benzer. Birbirine yakın konumlu, yüksek, yarım daire burçları vardır. İç sur, 11inci yüzyılın başından veyahut 13üncü yüzyılda bir onarımdan olabilir. Dış sur çok daha alçaktır ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş olabilir, çünkü Kars ve Ardahan'ın Osmanlılar tarafından yaptırılan surlarına benzemektedir.

Magazberd aslında küçük bir kasabaymış. Surların içinde ev yıkıntıları, birkaç şapel, bir saray, bir sarnıç ve benzer yapılar varmış. Bir yeraltı geçidi, kaleyi, nehrin yanında bir girişe bağlarmış. Magazberd'in şu anki durumu tam olarak bilinmemektedir. Dış görünümünden pek değişmediği anlaşılmaktadır, ancak eski fotoğraflarda görülen dış kapı tahrip edilmiştir.

Yakın Örenler

Magazberd'in güneyinde, Ani'nin Bagratid hanedanından önce gelen Kamsarakanlar'ın döneminden kalma önemli bir takım yapılar varmış. Maalesef, son 80 yılın yöresel Türk idaresi geriye pek bir şey bırakmamıştır.

Alaman (Alem) Kilisesi

Eskiden Alaman olarak bilinen Alem, Magazberd'in 10 kilometre güneyinde bir köydür. Bir zamanlar, Aziz Anania'ya adanmış bir Ermeni kilisesi varmış. Bugünse kendinden bir eser kalmamıştır. Tahminen, Türkiye'nin Ermeni abidelerine uyguladığı kültürel jenosid politikasının kurbanlarından biri olmuştur. Kilise, çlü taraktonoz planlı, batısında dikdörtgen girişi olan kanatlı, kubbeli bir binaymış. Bir yazıt, 637 yılında Prens Grigor Eğustr ve eşi Mariam tarafından kurulduğunu kaydedermiş ve yerel yönetici Nerseh Kamsarakan'ın da adını anarmış.

Kilise, 1920'de Ermeni arkeologu Aşarbek Kalantar onu gezdiğinde iyi durumdaymış. O zaman Alaman'ın, yirmi üçünde Ermenilerin, yirmi ikisinde Yezidi Kürtlerinin ikamet ettiği 45 hanesi varmış.

Agarak (Ekrek) Kiliseleri

Eski adıyla Agarak olarak bilinen Ekrek, Alem'in de güneyinde, Digor'un biraz güneyinde bir köydür. 1920'lere kadar çok eski tarihli bir kubbeli Ermeni kilisesi varmış. Bugünse tamamen ortadan kalkmıştır; geriye kalan birkaç beton kalıntıdır. Yakınında, tek sahınlı bir kilise daha varmış. Bu da yıktırılmıştır.

Kubbeli kilise, "Saint Stephen the Protomartyr" (İlk Şehit Aziz Stefan) Kilisesi olarak bilinirmiş. Merkez kubbesi köşekemerleriyle taşınan yonca yaprağı planı varmış. Çatısı kiremit kaplı ve kubbesinin tepesinde haç taşıyan yuvarlak bir taş varmış. (Haç, Birinci Dünya Savaşı'nda Kürtler tarafından sökülmüştür.) Altar apsisinin de güney apsisinin de üç büyük penceresi varmış. Altar apsisinin pencerelerinin üstünü, üzüm yaprağı desenli yağmurluk silme ve apsis duvarlarının üst kısımları ile kubbenin alnını at nalı kavisli korniş çevrelermiş. Bu ve benzeri unsurlar, kilisenin tarihini 7nci yüzyıla, tahminen 650'ye götürür.

Altar apsisinin her iki tarafındaki küçük odalar dikkat çeker. Dış duvarları, binanın genel tasarımıyla pek iyi bütünleşmez. Bu, onların sonradan ekleme olabileceğini önerir, ancak iç duvarlardaki süs öğeleri bu odaların duvarlarına devam eder; bu da onların kilisenin gerisiyle çağdaş olduğunu gösterir. En eski merkez planlı Ermeni kiliselerinin ek odaları yoktur. Daha sonraki kiliselerde, ek odaların binanın yapısıyla tamamen bütünleştiği görülür. Bu kilisede, bu çeşit tasarımın halen evrim geçirmekte olduğunu görmekteyiz.

Yakındaki tek sahınlı kilise, kubbeli komşusundan eskiymiş ve belli ki 5inci veya 6ncı yüzyıl eseriymiş. Sahın, nadiren rastlanan genişlikte bir apsise açılırmış ve beşik çatı ile kaplı tonozlu tavanı varmış. Daha başka sıradışı öğe, güney cephesindeki çift giriş kapılarıymış.

Arkeolog Kalantar, Agarak'a 1920'nin Eylül'ünde, yapının son ayrıntılı tarifini toparlamak için gitmiştir. Haç şekilli kilisenin, aralarında biri Süryanice yazılmış birçok yazıtını kayda geçirmiştir. Kalantar, kiliselerin etrafında toplanmış birçok ince işli Ortaçağ kaçkarlarından bahseder. Köyün Ermeni mezarlığında da birkaç at şekilli mezartaşı, kiliselerin çevresinde de çokça mimari kalıntı varmış. Bahsedilenlerin arasında, erken Ortaçağ dikili taşının da kalıntıları yerini alır. Bu taş anıtın üzerinde birkaç oyma varmış. Biri, kadın olabilecek bir figürü elinde bazilik kilisesi modeli tutarken gösterirmiş. Bu nesnelerden hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.

Zipni (Varlı) Kilisesi

Digor'un 8 km güneyinde, eski adıyla Zipni olarak bilinen Varlı köyünde, cami olarak kullanılan bir kilise vardır. İlkin kubbeli, haç şekilli bir kiliseymiş. 20nci yüzyılın başında kubbesi (muhtemelen bir depremde) tamamen çökmüştür ancak bina, kilise olarak kullanılmaya devam etmiştir. Kubbenin boşluğunu da ahşap çatı doldurmuştur. Zipni'nin o zaman hepsi Ermeni, 300 hanesi varmış.

Kilise, muhtemelen 7nci yüzyıl yapısıdır, ancak daha eski - belki de 10uncu yüzyıldan - olması da mümkündür. Camiye dönüştürüldüğünde güney duvarındaki kapı kapatılmış, apsis duvarında yeni kapı açılmıştır. Kalantar, kilisenin batısındaki mezarlıkta altı adet at şeklinde oyulmuş mezar taşı bulmuştur. Zipni'nin hemen dışındaysa incelenmemiş ve tarihi bilinmeyen bir başka kilisenin temelleri vardır. Bu kilise, bir zamanlar, bir küçük mezarlığın içindeymiş.

Nakhijevan (Kocaköy)

Günümüzde Kocaköy olarak bilinen Nahicevan'da 20nci yüzyılın başlarında harap olmuş bir kilise, belki bir bazilika, varmış. Duvarlarının beton çekirdeğinin kısımları haricinde, geriye bir şey kalmamıştır.

Kocaköy bugün küçük bir köydür, ama zamanında küçük kasaba ve önemli bir yermiş. Kilisenin yakınında, 360 yılında Kamsarakan hanedanı için kabristan olarak hazırlanmış yeraltı yapısı varmış (ve bu belki halen orada mahfuzdur). Bu, kaba taştan yapılma, her biri 4 m uzunluğunda ve doğu-batı yönlü bir çift dikdörtgen mezar odadan ibaretmiş. Kesme taştan yapılmış bir kısa geçit, odaları dışarıya bağlıyormuş. Bu odaların çatıları, yerden biraz yüksek ama bir tümseğin altında saklıymış. Kalantar, 1920'de, odalardan birinde belli bir Prens Artavazd'ın 1964'e kadar gelmiş mezar taşı ve köyde iki yeraltı türbesinin daha izinin olduğunu belirtmiştir.


  • Magazberd Kalesi'nin 19. yy. fotoğrafı


  • Magazberd kalesi etrafı  manzarası


  • Magazberd'in 1970'lerde çekilmiş fotoğrafı


  • Tiknis hisarı,  Ani'nin kuzeyi  - bugün virandır


  • Tiknis'in yakınında Şirakavan kilisei, bu da virandır


  • Alaman köyünün mahvedilmiş kilisesi


  • 1980'lerde Ekrek (Agarak) köyü


  • Agarak köyünün mahvedilmiş kiliseleri


  • Agarak'ın imha edilmiş kiliselerinin başka bir görüntüsü


  • Agarak kubbeli kilisesinin apsis pencereleri 


  • 1980'lerde Agarak kilisesi


  •  Zipni'deki kilise, güney cephesi


  • Zipni yakınlarında kimliği belirlenmemiş kilisenin kalıntıları


  • Üstteki kilisenin yanındaki mezar taşları


  • 1980'lerin Nahicevan kilisesi

  • ANASAYFA  |  MESAJ PANOSU  |  EMAIL  |  ENGLISH
    Metin ve fotoğraflar ©1999 VirtualANI.     Son güncelleme: 2 Eylül 2000.